Van Turu | 3 Gün 2 Gece

Değerli misafirlerimiz, Sabah Van Havalimanı’nda grubu karşılama. Van’ın yemek kültüründe önemli yeri olan yöresel Meşhur Van Kahvaltısı ile günümüze başlıyoruz. Doğu’nun Paris’i olarak bilinen Van’ı geziyoruz. Van denince ilk akla gelen Akdamar Adasıdır. Ülkemizin en büyük gölüne bölge halkı "deniz" der. Üzerinde yapacağımız yarım saatlik tekne yolculuğu ile ulaşacağımız Akdamar Adası ve Kilisesi’nin kavuşamayan âşıklarının hüzünlü hikâyesini, Kral Gagik’in muhteşem kilisesinin tarihini dinledikten sonra; kabartmaları ve süslemeleri ile günümüze ulaşmış nadir eserlerden, Tevrat ve İncil kıssalarını anlatan iç ve dış oymalarıyla dünyaca ünlü, M.S. 921’de tamamlanan Kutsal Haç Kilisesi gezisini tamamlıyoruz. Van Denizi kıyısında alacağımız öğle yemeği molasında dileyen misafirlerimiz Van’a özgü inci kefalini tadabilirler. Ardından Van merkeze dönerek Edremit Kız Kalesi gezisi ve Seyir Tepesi’nde fotoğraf molası veriyoruz. Urartu Devleti’nin başkenti olan Van; Urartu dönemine ait birçok eser ve kültürel değere sahiptir. Van’ın tarihini ve kültürel mirasını daha iyi tanımak için Van Kalesi karşısında bulunan, ülkemizin en büyük müzelerinden biri Van Urartu Müzesi’ni geziyoruz. Sonrasında M.Ö. 900–600 yılları arasında bölgede büyük bir medeniyet kuran Urartu Kralı I. Sardur (M.Ö. 840–830) tarafından yaptırılan Van Kalesi gezimizi gerçekleştiriyoruz. Göl kıyısında muhteşem bir manzaraya sahip olan Van Kalesi’nde, Urartulara ait yapıları ve çözümlenmiş anıtsal Urartu yazıtlarını görme imkânımız olacak. Ardından Eski Tuşba ve Van Evleri gezisi sonrası serbest zaman veriyoruz. Misafirlerimiz bu süreçte bol bol hatıra fotoğrafı çekebilir ve eşsiz manzaranın keyfini çıkarabilirler. Van Kalesi’nde gün batımı sonrası gezimizi tamamlıyor ve gece Van’da konaklıyoruz.

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Doğubayazıt’a hareket ediyoruz. Bend-i Mahi Çayı üzerinde bulunan Muradiye Şelalesi gezisiyle programımız başlıyor. 18 metreden dökülen, çevresindeki bitki örtüsüyle bütünleşen ve adını Sultan IV. Murat’tan alan bu görkemli şelalede vereceğimiz serbest zamanda bol bol fotoğraf çekebilir, şelale karşısındaki kafelerde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Serbest zaman sonrası Çaldıran Ovası’ndan geçerken meşhur savaş alanlarını görüyoruz. Tendürek Dağı Geçidi’nden (2.644 m) geçiş sırasında katılaşmış lav akıntılarını ve volkanik izleri gözlemleyebilirsiniz. Tendürek Dağları boyunca yapacağımız bu yolculuk sizlere adeta dünyanın zirvesindeymiş hissi yaşatacaktır. Ardından 5.137 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük doruğu olan Ağrı Dağı’nın olağanüstü manzarasını tüm gün izleme fırsatı bulacağız. Doğubayazıt’ta Ağrı Dağı manzarasının hâkim olduğu konumda yer alan İshak Paşa Sarayı’nı geziyoruz. Şehre 5 km mesafede, sarp bir yamaca kurulmuş bu muhteşem eser; Osmanlı’nın Lale Devri’ndeki son büyük anıtı olup “Doğu’nun Topkapı Sarayı” olarak anılır. 1784 yılında İshak Paşa ve Çolak Abdi Paşa tarafından tamamlanan, Selçuklu mimarî izleri taşıyan bu yapı; taç kapısından harem-selamlık bölümlerine kadar ince işçilikle oyulmuş bir şaheserdir. Ardından Ahmed-i Hani Türbesi’ni ziyaret ediyoruz. Türbe İshak Paşa Sarayı’nın hemen üst kısmındadır ve bölgede en çok ziyaret edilen manevi noktalardan biridir. Türbenin yanında sonradan bir cami yapılmıştır. Ahmed-i Hani; 17. yüzyılda yaşamış Kürt edebiyatçısı, astronom, şair, tarihçi ve İslam âlimidir. 1651 doğumludur, vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Öğle yemeği, Doğubayazıt Kapalı Çarşı Gezisi ve alışveriş. Programımızın sonunda Van’a doğru geri dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Van’daki otelimizdedir.

Balık Göçü – İnci Kefali (Mayıs – Haziran aylarında gözlemlenebilir.)

TERCİHE GÖRE

NEMRUT KRATER GÖLÜ – AHLAT SELÇUKLU MEZARLIKLARI – ADİLCEVAZ – ERCİŞ – BALIK GÖÇÜ

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Van Gölü güney sahili boyunca Bitlis’e hareket ediyoruz. Bitlis’te panoramik şehir gezisinin ardından Nemrut Krater Gölü, dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü olup adını MÖ 2100'de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan almıştır. Nemrut Krater Gölü’nü görebilmek için Tatvan’da bizleri bekleyen minibüslere binerek aracımızla tırmanışa başlıyoruz. Zirveye ulaştığımızda bir yanımızda Van Gölü, diğer yanımızda Muş Ovası, karşımızda Süphan Dağı’nın olduğu muhteşem manzara bizleri karşılıyor. Nemrut Krater Gölü turumuzda sıcak küçük ve soğuk büyük göllerinin bir arada bulunması, tek başına şaşkınlıkla birlikte hayranlık da uyandıracak ve mutlaka ilginizi çekecektir. Bunun yanında göllerin çevresinde onlarca kuş çeşidi ve aralarında endemik türlerin de bulunduğu zengin bitki örtüsü, buz mağaraları ve buhar bacası; burayı özellikle doğa tutkunları için bir cennet hâline getiriyor. Fotoğraf molası ve manzaranın keyfini çıkardıktan sonra Van Gölü kıyısı boyunca Ahlat’a ulaşıyoruz. Öğle yemeği, Anadolu’nun en büyük Müslüman mezarlıklarından biri olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret ediyoruz. Mezar taşları, ait oldukları dönemin inanç yapısını gösteren birer tarih belgesidir. Anadolu tarihi açısından büyük öneme sahip mezarlığın yanı sıra Ahlât; manevi değeri yüksek pek çok kümbet ve türbeye de ev sahipliği yapmaktadır. Boyları 3,5 metreyi bulan anıtsal Selçuklu mezar taşlarıyla dolu olan bu alanda Emir Bayındır Kümbeti, Çifte Kümbetler ve Ulu Kümbet’i ziyaret ediyoruz. Ahlât şehir turunun ardından Adilcevaz ilçesine hareket ediyoruz. Yöreye özgü baston yapımını görmek için Baston Atölyesi ziyareti ve alışveriş, sonrasında Adilcevaz göl kıyısında mola veriyoruz. Ardından Erciş üzerinden Van’a dönüyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Van’daki otelimizdedir.

Balık Göçü – İnci Kefali (Mayıs – Haziran aylarında gözlemlenebilir.)

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında, çıkış işlemlerimizi tamamlıyoruz. İlk olarak Van-Hakkari karayolu üzerinde bulunan Hoşap Kalesi gezisini yapıyoruz. Hoşap Kalesi Van'a 60 km uzaklıkta bulunmaktadır. Hoşap Suyu’nun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulmuştur, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır. Geçmişi itibarıyla Urartu Devleti’ne kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. Kartal yuvası gibi muhteşem görüntüsüyle tüm ihtişamı ile duruyor. Sonrasında Urartu Kralı II. Sarduri’nin MÖ 764-735 yılları arasında yaptırmış olduğu Çavuştepe Kalesi’ne varıyoruz. Van-Hakkâri karayolunun 25. km’sinde bulunan bu etkileyici kale, adını aldığı Çavuştepe Ovası’na tepeden bakmaktadır. Kalede; depo, işlik, saray ve tapınak kalıntılarını görüp, eğer şanslıysak dünyanın sayılı Urartuca bilenlerinden biri olan ören yeri bekçisi Mehmet Amca ile tanışıp ondan Urartu yazıtlarını dinleyeceğiz. Van’a hareket. Öğle yemeği. Van denildiğinde akla ilk gelenlerden eşsiz güzellikteki Van Kedilerini yakından göreceğimiz Van YYÜ Kedi Evi’ne gidiyoruz. Van kedileri koruma altında olduğundan Van dışına çıkarılması yasaklanmıştır, bu sebeple özel alanlarda yaşatılmaktadır. Bu özel alanlardan biri olan Kedi Evi gezimizin ardından Tuşba Van Evleri gezisi ve Seyir Tepesi’nde fotoğraf molası. Van’ın meşhur Urartu gümüş sanatı olan Savat ve Arubani sanatı hakkında bilgi almak üzere gümüş atölyesine uğruyoruz. Burada alacağımız sunumun ardından alışveriş imkânı da bulabileceğiz. Gümüş atölyesinin ardından Van’ın bir diğer el sanatı olan Halı–Kilim Atölyesine geçiyoruz. İran, Ermeni, Türkmen halı ve kilimleri üzerine detaylı bilgilendirme alarak yok olmaya yüz tutan bu sanatın inceliklerini birlikte öğreniyoruz. Halı–kilim atölyesi sonrası şehir turunu tamamlayarak serbest zaman – alışveriş. Öğleden sonra uçak saatlerine göre Van Havaalanına grubu uğurlama.